Sadece Zorluklarla mı İmtihan Oluyoruz?


“16 - Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,
17 - Ki onları, onun içinde imtihan edelim. 
Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.”
(Cin Suresi)

Ayette dikkatimi çeken şey, bolluğun da imtihan vesilesi olacağı bilgisinin verilmesi. Daha önce başka ayetlerde rastlamıştım, ama bunu yeni fark ediyorum Allah'ın izniyle. Sizinle paylaşmak istediğim şeyi kısa bir yazıda yazmak istedim:

İmtihanı sadece zor ve istemediğimiz durumlar için düşünüyorsak yanılıyoruz. Aksine, bolluk zamanında da imtihandayız. Çünkü biz hayırla da şer ile de imtihan olmaya geldik:

“Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.”

(Enbiya,35)

Etrafımızda mal ve evlat bakımından olabilir, başka konularda olabilir bol rızık verilmiş insanlar gördüğümüzde “Ah ne kadar şanslı, hiç derdi tasası yok.” diye düşünmenin ne kadar anlamsız ve yanlış olduğunu Kuran bize söylüyor, çünkü onlar da imtihanda ama farkında olmuyorlar:

“55 - Sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve oğullarla güçlendiriyoruz onları,
56 - Ve iyiliklerine koşuyoruz,
Hayır, farkında olmuyorlar.”
(Muminun Suresi)

Peki bu durumda bir Müslümanın tavrı nasıl olmalı?

“Allah'ın sana verdikleri içinde âhiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana güzel davrandığı gibi sen de güzel davran/Allah'ın sana lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez.”

(Kasas,77)

Biz Allah'ın bize verdiklerinde O'nun vaad ettiği sonsuz ahiret yurdunu aramalıyız.

Sonsuz ahiret yurdunu aramak ne demek peki? 

Allah'ın verdiği sonu olan nimet ve rızkı, sonsuzlaştıracak eylemlerde bulunmak olabilir belki, değil mi?

Nasıl sonsuzlaştıralım ki?

Allah'ın verdiği nimeti O'nun yolunda değerlendirirsen, o sonu olan geçici nimet, senin ahirette sonsuz huzurun olur. 

Düşünelim, Allah bize ne verdi ve biz bu nimeti O'nun yoluna nasıl kanalize edebiliriz, bunu düşünelim.

Süleyman Peygamber bu konuda bize örnek olabilir:

“Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak/şükrederek/şükür hissiyle iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki!”

(Sebe,13)

Allah burada sadece söz olarak şükretmekten değil, şükretmek için iş yapmaktan, çalışmaktan bahsetmiş.

Bu çok ama çok önemli.

Şükretmek sadece “Şükürler olsun Allah'ım.” demek değil; şükretmek o nimeti, o nimeti verenin yolunda değerlendirmek ve bu yolda çalışmakla olur. 

Ve yazıyı Süleymanın öğüt gibi gelen sözünü haber veren ayetle bitirelirelim inşallah:
“Süleyman , ‘Ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır!’ derdi…”
(Sad,32)

Yani özetlersek,

İmtihanları sadece zor zamanlar için düşünmemeliyiz. Bolluk zamanındaysak, evet, o anda da imtihandayız, o bolluğu nasıl değerlendirdiğimizden hesaba çekileceğiz. Bu yüzden bilinçli olalım, Allah'ın bize verdiği nimetlerle şımaranlardan değil bu nimetlerde sonsuz ahiret yurdunu arayanlardan olalım inşallah. Fiili şükredelim, servet sevgimiz Allah'ı hatırlatma vesilesi olduğu için olsun inşallah.

Allah hepimize her an imtihanda olduğumuz bilincinde, gerçek şükür ve sabır içinde, her hal ve şartta tam da O'nun istediği tavırda olabilmeyi nasip etsin inşallah.

Kuvvet yalnızca Allah'tan.

Yorumlar

Yorum Gönder