Bilirsiniz, İsra Suresi 78. Ayette (ayeti okumak için tıklayabilirsiniz) bir terim vardır: ''Kurane el Fecri'' yani ''Fecrin Kuran'ı''. Fecr vakti sadece sabah namazı vakti değildir. Aynı zamanda Kuran vaktidir de. Bu da sabah namazı gibi bir ibadettir, ama çoğu insan bundan haberdar değil. Fecr vaktinde Kuran okuyup üzerinde derin derin düşünmemiz gerekir. Bu ibadetin adı da 'Fecrin Kuranı'dır ve ayeti incelediğinizde görebilirsiniz ki son cümlede bu ibadetten bahsederken Allah ''Fecrin Kuran'ı şahitlidir.'' der. Çok önemli bir terim. Bu konuda biraz daha bilgi almak isterseniz Nouman Ali Khan'ın şu videosuna tıklayabilirsiniz.
Neyse, ben neden size Fecr Kuran'ından bahsettim? Şöyle ki, bu sabah Fecrin Kuran'ı ibadetinde Lokman Suresini okuyordum. Sonra 31. ayet dikkatimi çekti. Sizinle birlikte bu ayetin beni götürdüğü yere gidelim istiyorum:
Görmedin mi ki Allah, ayetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler, Allah'ın nimetiyle akıp gidiyor. Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için ibretler vardır.
31 lokman Suresi - 31
Gemilerden bahsediyor Allah, gemilerin suyun üzerindeki duruşundan, evet, bu, şükretmemiz hamd etmemiz gereken muhteşem sebeplerden! Düşünsenize kocamaaan hatta tonlarca ağırlıktaki gemiler nasıl da muhteşem bir şekilde durabiliyor suyun üzerinde. Suya, hayran kaldığım 'Kaldırma Kuvveti' yasasını veren Allah ne yüce! İşte arkadaşlar bu doğadaki yasalar da Allah'ın birer ayeti. Onları da okumamız gerekiyor. Birazdan bu doğa ayetine de değineceğiz inşallah. Şimdi, Lokman Suresi 31. ayete dönersek, bu örnekte çok sabreden ve şükredenler için ibretler olduğunu söylüyordu Allah. Evet, şükretmek anlaşılabilir çünkü mükemmel bir görsel şölen ve bizim için harika bir imkan. Tam şükretmelik! Ama, sabretmek? Sabretmek ve bu örneğin ne ilişkisi olabilirdi ki?
Öncelikle şu Kaldırma Kuvveti sayesinde gemilerin yüzmesini en basit haliyle bir hatırlarsak eğer, geminin suda yüzmesi için geminin yoğunluğunun suyun yoğunluğundan küçük olması gerekir. Geminin yoğunluğu, suyunkinden büyük olursa gemi batar. Peki yoğunluk tam olarak nedir? Yoğunluk, bir cismin kütlesinin hacmine oranıdır. Yoğunluk için sadece kütleye bakarak da sadece hacme bakarak da karar veremeyiz. ''Kocaman hatta tonlarca ağırlıktaki gemiler nasıl suyun üzerinde duruyor arkadaş?'' diye bizi düşündüren ve bazen de kafamızı karıştıran bizim gemilerin yoğunluğuna bakarak değil de hacim ve kütlesine bakarak karar vermemiz. Ama bunlara değil, bunların birbiriyle olan ilişkisine bakmalıyız.
Kaldırma kuvvetinde gemimizin yoğunluğu için hesaba katmamız gereken hacim, suya batan kısmın hacmidir. Batan hacim ne kadar fazla olursa suyun kaldırma kuvveti de o kadar fazla olur. Daha somut örnekler versek daha iyi sanki değil mi? Şöyle düşünün, denizde yüzen topu elinizle aşağı itmeye çalıştığınızda su size buna karşı bir kuvvet uyguluyor ya, heh! İşte o suyun kuvvet kaldırma kuvveti! Şimdi daha hissedilir oldu sanki. Dikkat ederseniz topu suya soktukça size karşı olan kaldırma kuvveti artar, topu suyun içine sokmakta gittikçe zorlanırsınız. Çünkü batan hacim artar. Bu muhteşem güç bizim için rahmet olan güzelim suyumuza verilmiştir ve bu kuvvet sayesinde kocamaan gemiler hizmetimizdedir!
Bilim ne güzel şey yahu, resmen Allah'ın bize verdiği önemi somutlaştırma fırsatı! Şimdi toparlarsak, aklımızda genel olarak tutmamız gereken şey: Suda veya başka bir akışkan maddede yüzme şartımız bu akışkan maddeden daha küçük yoğunluğa sahip olmak. Gemiler neden yüzerler suyun üzerinde? Çünkü suyun yoğunluğundan daha küçük yoğunluğa(kütlenin, hacme oranına) sahip olabiliyorlar. Eveeet, yanlışlarım varsa affedin ve bana ulaştırın. Genel olarak bu şekilde anlatabildim.
Eeee peki ''Bu bilgileri ne yapalım kaaardeşim?'' mi diyorsunuz? Bu bilgilerden sonra şu ayeti okursanız belki biraz daha netleşir kafanızda bir şeyler:
Allah hiçbir benliğe, kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir. ''Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize öncekilere yüklediğin gibi bize taşıyamayacağımız zorluklar yükleme! Ey Rabbimiz! Bize güç yetiremeyeceğimiz şeyler yükleme. Affet bizi, mağfiret et bize, rahmetini yağdır üzerimize. Sen bizim Mevlamızsın! Gerçeğin üzerini örtenlere karşı bize yardım et!''
2 Bakara Suresi 286
Lokman suresi 31. ayeti okuduğumda benim aklıma Bakara Suresi 286. ayet geldi. Zor zamanlar geçirirken sabretmek zor olabiliyor, ama bu imkansız demek değil tabii ki! Sabırsızlığın nedeni de ''Bu yüke dayanamıyorum, kaldıramıyorum bu kadar zorluğu!'' demek oluyor. Ama Allah sana hiç taşıyamayacağın, kaldıramayacağın yük verir mi hiç? Eğer Kuran'ı okuduysan, Bakara Suresi 286. ayeti atlayarak mı okudun da böyle diyorsun? Allah orada ne diyor? ''Allah hiçbir benliğe kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez.''
Bu olay aynı, sudan daha küçük yoğunluktaki geminin suda yüzmesi, suyun o tonlarca ağırlıktaki gemiyi kaldırabilmesi gibi. Karşına gelen heeer zorluğun da yoğunluğu da senin gücündeki yoğunluktan küçük be kardeş bunu demeye çalışıyorum, yani sen karşına gelen her zorluğun üstesinden gelebilirsin! Denizlerdeki Allah'ın yasası 'Kaldırma Kuvveti' ayetiyle sabitken hayatımızda da bu yasa Bakara Suresi 268. ayet ile sabittir. Yeter ki biz bunları okumak isteyelim!
Bakara Suresi 268. ayet burada kapı gibi dururken, ben buna dayanamıyorum demek Allah'a iftira olmaz mı? Sana dayanamıyorsun gibi gelse de hem başkalarını hem de kendini kandırma. O zorluk neyse, içinde onu yenecek güç var. Ama sanırım bulmak istemiyorsun bulduğunda o gücü kullanarak savaşmak yerine gücü görmezden gelerek şikayet etmek daha kolay geldiği için.
Karşındaki zorluklara katlanamayacağını düşünmen, bu zorluğa karşı göstereceğin sabrı eriten bir duygu. Bu yüzden bu örnekten sabredemeyenler değil, çok sabredenler ders çıkarabilirmiş, ayette öyle diyor. Bu gücü bulmayı dileyip bulmakla da kalmadan o gücü kullananlar ve bu yüzden de ayette bahsedilen 'çok sabreden' kategorisindekiler ne der biliyor musun?
''Karşıma çıkan her ne zorluk olursa olsun, bu benim kapasitemin üzerinde değil. Eğer bu zorluk karşıma çıktıysa benim anlamam gereken şey, içimde bu zorluktan daha fazla bir güç olduğudur! Allah tarafından verilmiş muazzam bir güç!''
Bu şekilde düşünen bir insan sabrın ne demek olduğunu biliyor demektir. Çok sabreden, güzel sabreden insandır o. İşte bu çok sabreden insanlar için suyun kaldırma kuvveti ayetinde de Lokman Suresi 31. ayetinde de bir ibret vardır:
''Karşımıza çıkan zorluk gözümüze tonlarca ağırlıktaki kocamaan gemiler gibi de görünse, içimizdeki suda bunu kaldıracak bir güç var, Allah tarafından verilmiş muazzam bir güç!''
Allah içimizdeki bu muazzam gücün farkında olan ve bu güç sayesinde içimizdeki zorluklar ile savaşan o 'çok sabreden' ve 'çok şükreden' kullarından eylesin hepimizi. İnanılmaz bir şekilde rahmet sahibi olan yüce Rabbimiz bitmez tükenmez ayetlerine hepimizi şahit kılsın, kalplerimizdeki kilitleri o sonsuz rahmetiyle açsın inşallah.
Güzel olan, doğru olan her ne varsa, Allah'tan. Yanlış ve hatalar ise kendimdendir.
Selam, dua, umut, sabır ve şükür ile...
Fotoğraflar için kaynaklar: Kurandaki Hayat Twitter Sayfası ve Kuran Merkezli Tumblr Hesabı
Blogdaki diğer yazılara da göz atabilir, yararlı bulduklarınızı da paylaşarak tebliğe destek olabilirsiniz...
Tekrar merhaba Aziz kardeşim. Bu mükemmel tesbitleriniz için canı gönülden tebriklerimi arz ederim. Yüreğine sağlık, Kur'an'ın nuruyla aydınlanmaya ve aydınlatmaya devam. Yalnız 10. Paragraftaki Bakara suresi sehven 268 olarak yazılmış, hatırlatmak istedim. Allah'a emanet olun.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilSelamlar Mehmet Bey, henüz görüyorum mesajınızı bunun için çok üzüldüm açıkçası. Allah sizi çok sevsin inşallah yazıları takip etmeize ve beğenmenize sevindim. Kuvvet sadece Allah'tan.İyilikler yalnızca Allah'tan hatalar bizden. Ayet numarası hatası için de çok teşekkür ederim.
SilAllah'a emanet olun...
Sevgi ve dua ile...
Uyarınız için çok teşekkür ederim, hemen düzenliyorum inşallah.
Allah'a emanet olun, esen kalın...
Sevgi ve dua ile...
Uzun bir süredir paylaşım yapmıyorsunuz sağlığınız yerindedir İnşallah?
YanıtlaSil