Yeryüzündeki Ayetleri Canlandırmaya Ne Dersiniz?



İnsan sonsuzu hayal edemez. Hadi şuan bir dakika kendinize izin verin ve sonsuzluğu kavramaya çalışın, örnekli konuşalım. Oldu mu?

Ol-mu-yor.

Ama sonsuzu hayal edemeyen biz insanların planlarına, sevinçlerine, üzüntülerine baksak sonsuza kadar bu dünyada yaşamakla ilgili efsane kanıtları olduğunu düşünmemek de elde değil.

Etrafımızda ölüm ve yaşam ikilisinin her örneğini birlikte görsek de bizi bundan uzaklaştıran şey nedir? Birkaç gün önce en güzel rengiyle camımın önünde güneşlenen çiçeğimin( Adı: Pulsar'dı. Tarık Suresi'ndeki mucizeden etkilenip koymuştum. Dileyen http://www.mucizeler.com/ 'a tıklayarak bahsettiğim mucizeye ve dahasına bakabilir.) şuan yaprağına dokunduğumda kıtırtı çıkaracak kadar kurumuş, solmuş, yalnız ve üzgün olması veya dedemin gençlik fotoğraflarına hep birlikte bakarken ‘Bir zamanlar güçlüydüm, ne fiziğim vardı be kızım, ne ara bu hale geldik.’ demesi mesela o örneklerden sayılmaz mı?

Evet bence sayılır ki Allah'ımız ayetlerinde bahsettiği olayları gerçek hayatta da görebilme şansı vermiş hepimize. Etrafımıza bakarsak, bu ayetleri görebiliriz. Yalnızca okumakla yetinmeyelim bence:

  • Onlara, dünya hayatını örnek ver ki; semadan indirdiğimiz su gibidir. Onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, yeşerdi, büyüdü. Sonra da kuruyup ufaldı ki rüzgar, onu savurur. Allah, her şeyin üzerinde güç yetirendir. (Kehf, 45)


  • Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken işte tam bu sırada gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Yunus, 24)


  • Ve sizi Allah yarattı, günü gelince de öldürecek;  içinizden kimileri, ömrün o en düşkün çağına, bildiği şeyi de bilmez olduğu yaşa kadar alıkonulurlar. Gerçek şu ki Allah, her zaman kudretli olan yegane ilim sahibidir!  (Nahl,70)


  • Allah, o Kadir ki sizi bir zayıflıktan yaratmakta, sonra zayıflığın arkasından bir kuvvet yapmakta, sonra da kuvvetin arkasından bir zayıflık ve bir saç aklığı yapmakta, neyi dilerse yaratıyor, O her şeyi en iyi biçimde bilen Alîm, gücü her şeye ulaşan her şeyde hissedilen Kadîr’dir. (Rum,54)

Aslında bize gayet olağan görünen olaylarda -ki şahsen Kuran okumadan önce bana öyle görünüyordu- hayatın asıl anlamı gizliymiş, akleden gönüller için.

Hiçbir yaşlıyla sohbet etmemiş onu analiz etmemiş ve hiçbir bitkiye sahip olmadığınızı düşünelim. Ama hepimiz mutlaka her gün gece ve gündüze şahit oluyoruz öyle değil mi? Ölüm ve yaşamın örneğini günümüzü oluşturan geceyle gündüzde de görmek mümkün.

Şöyle ki, sabah gözümüzü kamaştıran sıcak ışık, o sanat eseri bulutlar, belli bir saatten sonra yok olmaya mahkum değil mi? Sonra o en  derin karanlıklarda dinleniyoruz ve o koyu karanlık da bir süre sonra nasıl maviliğe teslim oluyor, aydınlanıyor. Bunların birbirleri ardından gelmesinde, karanlığında, aydınlınlığında bizim için bir düşünme konusu, ibret, şükür olmalı belki de. Aslında belki değil, kesinlikle olmalı. Kuran’ımız öyle diyor çünkü:


  • O, diriltendir, öldürendir. Gece ile gündüzün birbirini takip etmesi de O’na aittir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz? (Müminun,80)

  • Allah, geceyi ve gündüzü döndürüp duruyor. Şüphesiz bunda görmesini bilenler için bir ibret vardır. (Nur,44)


  • Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır.(Casiye,5)


  • Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı evrede yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir. (Araf,54)


  • Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.(Yasin,37)


  • O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. (Naziat,29)


  • 4- Geçip giden geceye dikkat et! 5- Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için dikkate değer bir özellik vardır.(Fecr)


  • Öğüt almak isteyen ve çok şükredici olmayı dileyen kimseler için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getirendir.(Furkan,62)

Peki gece ve gündüz üzerinden şükretmek de demiştik, o nasıl oluyor? Siz belki bunu cevabını çoktan biliyorsunuzdur, ama ben kendime sormuştum. Kuran da cevap verdi, bakalım:


  • 71 - De ki: “Ne dersiniz? Allah, üzerinize geceyi kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah’tan başka hangi ilah size bir aydınlık getirir? Hâlâ duymayacak mısınız?” 

  • 72 - De ki: “Ne dersiniz? Allah, üzerinize gündüzü kıyamete kadar sürekli kılsaydı, Allah’tan başka hangi ilah size içinde dinleneceğiniz bir gece getirebilir? Hâlâ görmeyecek misiniz?” 

  • 73 - Allah, rahmetinden ötürü geceyi içinde dinlenesiniz; gündüzü de, lütfundan isteyesiniz ve şükredesiniz diye sizin için yarattı. (Kasas)

Yazıları interaktif yapmak istiyorum, sadece okumakla olmaz, haydi şimdi hayal edelim ki bu günden itibaren, bu yazıyı gündüz mü okursunuz gece mi bilmem ama, günün hangi vakti okuyorsanız, o vakitte ölene kadar kalacağınızı düşünün. Ben gündüz, 07:49’da yazıyorum bu yazıyı ve sizinle birlikte hayal etmeye çalışıyorum gecesizliği. Gece vakti pencereden dışarıyı gözleyin ve gökyüzünün sonsuza dek böyle kalacağını hayal edin. Abi çok korkunç ya! Valla bak. Gecenin o sükuneti olmasa bu gündüz karmaşasında ne yaparız biz! Gece sürekli olsa, denizin o güzel berrak mavisini, ağaçların o minnoş yeşilini ne ara görücez?!

İkisinden biri sürekli olsa, art arda olmasa, gecenin karanlığından bizi aydınlığa kim çıkarır veya gündüzün yoğunluğundan  kim sessizliği yaratır? Tabii ki Sonsuz İyilik Ve Merhamet Sahibi Yaratıcımız.


  • Allah, içinde rahat edesiniz diye geceyi ve gösterici olarak da gündüzü yaratandır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı sonsuz iyilik sahibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler. (Mumin,61)



 İşte her gece gündüz olurken, gündüz gece olurken ve aslında günün her bir anında kavramamız gereken bir şey var: Sen belki farkında değilsin ama, seni önemseyen Biri var. Her ne geliyorsa başına sabret, çünkü kapkaranlık geceden aydınlık gündüzü çıkarmaya gücü yeten bir Sahibin var, senin o canını sıkan şeyi mi ortadan kaldıramayacak?

  • Artık, onların söylediklerine sabret; Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbini överek tespih et! Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da tespih et ki, hoşnutluğa erebilesin.(Taha,130)


Bu kadar gece gündüz demişken, bir duadan da bahsetmesek olmaz değil mi? Kuran’da nasıl yakarmamız gerektiğinin bir örneği de yine gece gündüz üzerine. Yavaş yavaş düşünerek okuyup, dualarımıza da bunu ekleyebiliriz:


  • 26 - Şöyle yakar: "Ey mülkün Mâlik'i, sahibi olan Allahım! Sen mülk ve saltanatı dilediğine verir, mülk ve saltanatı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltip aziz edersin, dilediğini alçaltıp zelil kılarsın. İmkân, mal ve nimet senin elindedir. Sen, her şeye kadirsin."


  • 27 - “Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (Ali İmran)

Yazının başında bir sorumuz vardı.

‘Etrafımızda ölüm ve yaşam ikilisinin her örneğini birlikte görsek de bizi bundan uzaklaştıran şey nedir?’

Bana sorarsanız cevabım : GAFLET


  • Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçerler de dönüp bakmazlar bile. (Yusuf,105)

  • Yoksa sen bunların çoğunun işittiğini, akledip düşündüğünü mü sanıyorsun? Onlar davarlar gibidirler, hatta yolca, davarlardan da şaşkındırlar. (Furkan,44)

  • Gerçekten, insanları sanki cehennem için yetiştirdik. Kalpleri var onunla anlamıyorlar, gözleri var görmüyorlar, kulakları var işitmiyorlar. Onlar davarlar gibidirler, belki de daha da şaşkın. Gafillerin ta kendisidir bunlar. (Araf,179)

Hakikati bulmak için gerekli olanlar, hatta sahip olduğumuz için şükretmemiz gerekenler (Mülk,23), verilmesine rağmen onları kullanmama gafletindeler ki bu yüzden sanki cehennem için yetiştirilmişler. Üstelik müthiş de bir  benzetme var ayette: Davarlar. Davarlar insanlara yararlıdırlar, Mümin suremiz 79. ayetimizde belirtildiği gibi. Ama bu insanlar, davarlardan daha düşük seviyededirler diyor sonra. Yani yararları da dokunmaz bu tarz insanların. İşte bunlar tam olarak gafillerdir, bu görmezden geliş mekanizması da ‘gaflet’tir.

Bir dip not da ekleyelim inşallah: Bu gerçeği sizin önemsemeniz; bu yüzden hayat planınızın, hedeflerinizin, amacınızın bu doğrultuda olması ve zaman zaman ölümü hatırlatarak öğüt vermenizin rahatsızlıkla karşılandığına da şahit olabilirsiniz. Bu sizin motivasyonunuzu düşürmesin sakın, hüzünlendirmesin ve gevşemeyin. Çünkü:


  • 138 - Bu Kuran, bütün insanlığa iletilmiş tarifsiz bir bildiridir ve sorumluluk bilincini kuşananlar için de bir rehber ve öğüttür.


  • 139 - Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.(Ali İmran)

Ölümün fakında olmasına rağmen, ölümün belki de hayatlarındaki en büyük gerçek olduğuna yine hayatlarının her günü şahitlik edebilecek olmalarına rağmen, buna kendini kapatan insanlardan olmaktan korusun Allah’ımız hepimizi. Yazımızı Kuran’dan bir dua ile bitirelim Allah’ımızın izniyle.


  •  'Rabbimiz, bizi doğruya ulaştırdıktan sonra kalplerimizin eğrilmesine izin verme. Üzerimize rahmetini yağdır; kuşkusuz sen bol bol bağışta bulunansın Vahhab’sın.' (Ali İmran,8)

Etrafımızdaki ayetleri yaşayacağımız günler için dua edelim, hepimiz için...



Kuvvet Yalnızca Allah’tandır.

Yorumlar